Uzun bir koridor.
Uzun koridorlar hep tedirgin eder beni. Özellikle de geceleri. Özellikle de hastanelerin uzun koridorları geceleri.
Özellikle de annen orada çaresi bilinemeyen, bulunamayan bir illetle mücadele ederken.
Ve sen aslında çok uzakken, ama bir o kadar yakın olmak zorundayken.
Elinden bir şey gelmezken, gelemezken, ama yine de elinden gelenin de fazlasını yapmaya çabalarken. O ikilemde kafan allak bullakken.
Evine de yabancıyken,...
Gece Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gece Yazıları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Ocak 2019 Cuma
30 Temmuz 2015 Perşembe
Sezen, O Kadın, Yıllar ve Ümitler...

On yıl önce...
O küçük şehrin tek ana caddesinden ara
sokaklardan birine sapıyorum. Askerim.
Haftasonu sadece birkaç saate sığan çarşı izninde önüne bir torba oyuncak
koyulmuş çocuk gibiyim, ne yapacağımı bilmez halde oradan oraya koşturuyorum.
Sonra kendimi bir internet kafeye atıyorum. Çok başka, çok canlı bir hayat
yaşarken kendimi küçücük bir odada günlerimi geçirirken bulmuşum. Onca
yıllık radyo deneyimimin karşılığı olarak geceleri...
4 Ocak 2015 Pazar
Kafanda Deli Sorular!

- . Selim sana
bir şey söylemem gerek.
- . Ne oldu?
- . Artık sana
bir şeyler anlatırken çekinmeye başladım.
- . Neden?
- . Yazarsın
diye korkuyorum.
- . Nereden
çıktı şimdi bu?
- . Yazdıklarına
bakıyorum, hep başından...
26 Ekim 2011 Çarşamba
Sıcak Acı...

(Bu yazının Tanju Okan - Kadınım eşliğinde ya da sonrasında okunması önerilir.)
yıllar öncesiydi...
“şimdi çok sıcak olduğu için hissetmiyorsun” demişti beden eğitimi öğretmenim.
kimsenin oraya kadar atlayamayacağını düşündüğü için o son bölüme de kum ekleme gereği hissetmemişti belli ki.
oysa beni hırslandıran işte bu genel tavrıydı zaten onun. her şeye ve herkese köşeli sınırlar çizmeyi çok seven öğretmenim, bana hayallerin ve isteklerin...
19 Mayıs 2011 Perşembe
Üzümlü Kek ve İncir Reçeli

“Sen bir şey söylemeden gidersin… Öyle bir şey söylemeden gidersin ki, üstüne milyonlarca şey söylenir…”
Hep susarak giden oldum ben. Susunca suçlanmak adettendir. Hep suçlanarak giden oldum ben.
İç cümlelerim çok şey söyledi giderken, ben hep sustum cümlelerim biterken.
Birine açık olmuştum, birine dostum demiştim, birine tüm amaçlarımı yüklemiştim, birini hayatımın anlamıyla süslemiştim. Ama hepsinde de sustum giderken. Ne ağır bir yükle...
28 Mart 2011 Pazartesi
Benzer

Geceyarısı Öyküleri'nden...
- Bir şey mi var beyefendi??
- Pardon?
- Neden bakıyorsunuz sürekli??
- Pardon çok özür dilerim, birine benzettim sizi...
- ...
- Ve ben onu çok özledim...
- ...
- Sizin gibi renkli kocaman bakan gözleri vardı onun da. saçları sarıydı, teni beyazdı. Gerçi son gördüğümde saatlerce kucağımda uyuttuğum için onu, doyamadığım için oynamaya onlarla, dağınıktı biraz saçları mesela, ama her zaman bakımlıydı.
Gülünce...
29 Aralık 2010 Çarşamba
Biten Yılın Düz Hesabı...

Bakmayın siz bu blogun adının “Ben Bunu Yaptım” olduğuna (bu yazı yazıldığında blogumun adı 'Ben Bunu Yaptım' idi), aslında kendimle ilgili hikayeleri anlatmaktan ölesiye çekinen bir adamım ben. Burada “ben” diye anlatılanlar da genelde ya “ben” çerçevesinde tanıklık edilen tarihi bilgiler, ya da bir albümü, kitabı, siteyi, mekanı anlatmak için konu mankeni gerektiren durumlardır. Aslında daha kişisel olanları özgürce Ekşi Sözlük’te yazardım eskiden...
21 Aralık 2010 Salı
Gökkuşağı...

Sevgili, gökkuşağı gibidir aslında çoğunlukla...
Hiç beklenmedik anlarda, ve hep "yağmur"dan sonra çıkar.
Sen yaklaştığını sandıkça uzaklaşır,
uzaklaştıkça güzelleşir,
yakaladığını düşündüğündeyse bütün güzelliğiyle kaybolmuştur artık...
İşte orada neye yanacağına karar veremezsin;
uzaktan bakmakla yetinmemek mi hataydı,
boşuna yanına koşup da yorulmak mı...
Oysa gökkuşağı gibidir sevgili;
hep gözünden kaçırır pişmanlıklarla ardından bakarken...
19 Eylül 2010 Pazar
Gidiş...

Bir şarkı yayılıyor odaya müzik çalardan…
Böyle şarkılar radyoda pek çalmaz zaten, dolayısıyla çok iyi biliyorum ne zaman duyacağımı. Yani hesapsızca birden vurma şansı yok insanı; bile bile vuruluyorsun, sen ayarlıyorsun her şeyi ne de olsa!
Neden hep geçmişten hesap sorar ki insan?
Geleceğin bedelini ödetmek gerek aslında birilerine, bilmiyorsun aslında ama bana yaptıkların benim geleceğimi bitirdi, umutlarımı yerle bir etti.
Senden kalanlara...
17 Ağustos 2010 Salı
"Sesini" Duyan Var Mı?

17 Ağustos depreminin birkaç gün sonrasıydı. Radyoda hızlı ve
kapsamlı bir kampanya gerçekleştirmiş, vakit kaybetmeksizin toplanan yardımları
götürmüştük.
Bir halı sahanın içine serilmiş battaniyelerden birinin üzerine
kıvrılmış teyzenin yanına gittim, 'Teyzecim, biraz malzeme getirdik, size
dağıtacaklar. Onun dışında bir ihtiyacın var mı?' diye sordum. Önce biraz süzdü
beni, sonra son derece düzgün bir konuşmayla 'Nereden geldin...
12 Ağustos 2010 Perşembe
Love is Blindness...

Dünya çapında tanınan bir rock yıldızı olmanın sorumluluğu ve ağırlığı altında,
dünyanın en çok tanınan gruplarından birinin -o grubun elemanlarının deyimiyle- beyni olmanın sorumluluğunda olan The Edge, deliler gibi aşık olduğu eşinden ayrılmak zorunda kalır. Arkadaşlarına her fırsatta onu hala sevdiğini söyleyen the edge için bu ayrılık ve dünyada her şeyden çok değer verdiği çocuklarından uzaklaşmak, kabullenilmesi çok zor bir travmayı...
8 Ağustos 2010 Pazar
"Ev", "Evimiz" Olduğunda...

Günün ilk saatleri… Pek alışık değilim aslında bu saatte eve gelmeye, belki de bu yüzden zorlandım kapıyı açarken. Öğle güneşinin aydınlığı nasıl da canlandırıyormuş evi meğer, hiç fark etmemiştim şimdiye kadar!
Yine amma dağıtmışsın her yeri. Bir kere de ben sana kızmadan toplasan şaşırırım zaten… Söylüyorum hep, doğanızda var sizin, erkek milleti kadın olmadan yaşayamaz. Hayır canım, aşktan meşkten bahsetmiyorum, fiziksel olarak hayatınızı...
31 Temmuz 2010 Cumartesi
Aşk ve Cesaret

(Tam 1 yıl önce yayınlanmış bir cesaret yazısı...)
Aşk cesaret ister…
Aşık olmak da, aşka izin vermek de, o duygularla baş başa kaldığında kendinle açıkça konuşabilmek de ciddi bir meydan okumadır. En çok da kendine kurduğun cümlelerin açıklığından korkman gerekir aslında:
Zaafımı biliyorum...
Yine sessiz, yine ufak tefek, yine hayatı kenarından yaşamayı seçen birine kaptırdım kendimi.
Hiç şaşırmadım, ne bekliyordum ki zaten?
Ve yine kararsız...