(Güncelleme - Ağustos 2017: Birkaç Amerika seyahatimin ardından 2014 yılında yazdığım bu yazı ve listelediğim notlar, geçen zaman içinde Google'da Amerika gezisi için blog tavsiyeleri arayanların ilk sayfada karşılarına çıkan bir popülerliğe ulaştı. Doğal olarak da yorumlarda ya da doğrudan e-postalarla çeşitli sorularla karşılaşmaya başladım. Zaman zaman bu başlığı kontrol ederek, önemini yitiren ya da eklenmesi gereken notlarla bu içeriği...
23 Temmuz 2014 Çarşamba
14 Şubat 2014 Cuma
“Adam” Olmak!
Yıl 2001.
32. Avrupa Basketbol Şampiyonası Türkiye'de gerçekleştiriliyor.
Normalde güreşten ve futboldan başka bir spora ilgi göstermeyen güzel ülkemiz için bu ilginç bir fırsat. Sponsorlar da olayın içine giriyor, Türkiye Garanti’nin ‘12 Dev Adam’ şarkısıyla tanışıyor. Almışız coşkuyu, son derece iyi maçlar çıkartarak ilerliyoruz. Bir önceki şampiyon İspanya bile duramamış karşımızda.
Çeyrek finalde rakip Hırvatistan. Son çeyreğe...
7 Şubat 2014 Cuma
Freelance Çalışmak (Serbest Zamanlı?)

Çalışma arsızı insanlardan biriyim. Hayatımın neredeyse her döneminde hep en az iki farklı işte çalıştım. Bazen biraz daha para kazanmaya ihtiyacım vardı, bazen sevdiğim ekstra işlere zaman ayırma isteğimdi sebep. Elbette bu beraberinde hep yorucu bir tempo getirdi ama beynimin aynı anda farklı mecralarda farklı işlerle meşgul olmasının hep bana katkı sağladığına inandım.
Zaman ilerledikçe kafamda bazı şeyler değişmeye başladı. Buna isterseniz...
21 Ocak 2014 Salı
Birinin Hayatına Dokunmak

Önceki
yılın sonlarına doğru yoğun günlerimizden birinde, Bilkent Üniversitesi’nden
bir grup öğrenciden eposta aldım. Bilgisayar Mühendisliği son sınıfta bir
ders alıyorlardı ve yapacakları projenin gerçekten inovatif olup olmadığını
belirleyerek projenin gerçekleşme sürecinde ‘Innovation Expert’ olarak onlara
destek olacak, ardından da dönem sonunda puanlayacak bir sektör çalışanı arıyorlardı. Konu
müzik, radyo, etkinlik ve bilet başlıklarını...
14 Ocak 2014 Salı
Hayal Peşinde Koşmak
Hayatımda bazı kritik dönüm noktaları oldu benim.
Şimdi içinde çok ‘ben’ geçen bazı tanımlar yapacağım izninizle.
Örneğin bir çoğunuzun garipseyerek izlediği kolejlerden birinde yedi yıl yatılı okumuş biriyim ben. Ama oradan bana öğretilenlerle değil, kendi doğrularıyla çıkmayı başarabilen biriyim aynı zamanda. Ya da, hayattan o kadar uzak kaldığım o uzun sürenin ardından üniversiteyle birlikte bir dönem Ankara'daki tüm canlı konser mekanlarını...
2 Aralık 2011 Cuma
Benim Dengemi Bozmayınız...

(Yazmaya -boyunun kısalığı uzunluğu bilinmez- bir süre ara verirken...)
“Tel cambazının tel üstünde durumunu anlatır şiirdir.” - Turgut Uyar
sizin alınız al, inandım
morunuz mor, inandım
tanrınız büyük, amenna
şiiriniz adamakıllı şiir
dumanı da caba
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız...
bütün ağaçlarla uyuşmuşum
kalabalık ha olmuş ha olmamış
sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
ama ağaçlar şöyleymiş
ama sokaklar böyleymiş
ama sizin...
26 Ekim 2011 Çarşamba
Sıcak Acı...

(Bu yazının Tanju Okan - Kadınım eşliğinde ya da sonrasında okunması önerilir.)
yıllar öncesiydi...
“şimdi çok sıcak olduğu için hissetmiyorsun” demişti beden eğitimi öğretmenim.
kimsenin oraya kadar atlayamayacağını düşündüğü için o son bölüme de kum ekleme gereği hissetmemişti belli ki.
oysa beni hırslandıran işte bu genel tavrıydı zaten onun. her şeye ve herkese köşeli sınırlar çizmeyi çok seven öğretmenim, bana hayallerin ve isteklerin...
20 Temmuz 2011 Çarşamba
Bon Jovi, Elton John ve Kendini Baltalayan Organizasyon Sektörü!

Türkiye’de insanlar uzun yıllar boyunca “kasetlerini ve CD’lerini” dinlediği yıldızların konserlerini izleme hayaliyle yaşadı. Bu hayal 90’lı yıllarla birlikte gerçek olmaya, 2000’li yıllarda ise karşımıza seçenekler sunmaya başladı. Şimdilerde “bu akşam çok yorgunum, gitmeyeceğim konsere” cümlesini kuranların arkasına sığındığı çok seçenek olması ya da o ismin yeniden Türkiye’ye gelme ihtimali hepimizi balık hafızalı şımarıklar yapmış durumda,...