4 Mart 2010 Perşembe

En "Bedük" Bedük ve Büyük Eğlenmek!

Bu yazıya başlamadan önce başlığı analiz etmemiz gerek:
Başlıkta kullanılan “bedük”lerden biri sıfat, biri özel isimdir. İsim olan, bildiğimiz Serhat Bedük. Sıfat olan ise yerine koyulacak ve dolduracak başka bir sıfat bulunamadığı için oraya yazıldı. Enerjik ama sakin, mütevazı ama kendini beğenmiş, büyük bir yıldız ama muhabbet bir arkadaş... Bu zıtlıkları birarada bulundurmak –özellikle de böyle şişkin egolar gerektiren bir iş için- çok da kolay değil. O yüzden onu “en bedük Bedük” diye tanımlamak gerekti.
“Büyük eğlenmek” kavramı onunla girdi hayatımıza. Önceleri çok anlam veremeyenler, onu sahnede sadece birkaç dakika izlediklerinde eğlenmenin de büyüğü ve küçüğü olduğunu bir anda öğreniveriyorlar.

Bedük önceleri uzaktan şarkılarını keyifle dinlediğimiz bir isimdi. Sonrasında Haftaya Paydos’ta onu konuk ettiğimiz gün tam bir muhabbet adamı olduğunu ama bununla beraber ne yaptığının da tam anlamıyla farkında olduğunu anladık. Yayında tüm samimiyetiyle sorularımızı cevaplayan arkadaş Bedük, sözkonusu işi olduğunda tüm ciddiyetiyle yaptığı işin ayrıntılarından bahsediyordu. (Tabi burada ciddiyet kelimesinin anlamını zorlamamak gerek, işini yaparken keyif aldığını farketmek hiç de zor değil.)
Artık eskimiş bir kelime ama yeri geldi kullanalım, Bedük gerçekten çok “Avrupai” iş yapıyor. Müzikleri gerçekten muhteşem. Vokaller son derece melodik. Şarkılar insanı peşine takıyor. Son albüm Go’da Bedük kendi şarkılarının yanında Franz Ferdinand hiti “This Fire”a da yer vermiş. Onun da söylediği gibi bu artık kelimenin tam anlamıyla bir Bedük şarkısı olmuş. (Şarkının içinde “son, ki, üç, dört” diye Türkçe bir geçiş olması da ince bir espri aslında.) Konserlerin en çok konuşulan şarkılarından birini albümde görmek güzel. Yenilerinin de yolda olduğunu hatırlatalım. (Daha fazla bilgi için Haftaya Paydos sitesini ziyaret ederek program kayıtlarını dinleyebilirsiniz.)
Bedük sahnesine ayrı bir paragraf:
Öncelikle en merak edilen konu; hayır Bedük sahnede playback yapmıyor! Sadece altyapılar bilgisayardan geliyor ama onun dışındaki tüm enstrümanlar canlı çalınıyor. Eğer playback hissi veriliyorsa, bunu grubun çok iyi çaldığına bağlamanız gerek. Sahnede çok rahat ve çok enerjikler. Ve itiraf edeyim, bu Cumartesi 312 Arena sahnesinde Bedük’ü izlerken sadece şu geçiyordu aklımdan: Son zamanlarda hiçbir konserde bu kadar çok insanın bir bütün olarak bu kadar eğlendiğini, bu kadar dans ettiğini görmedim ben. Bir de sahneye, sahne arkasında görüntülere ve hatta şarkıya göre ortalığa saçılan konfetilere kadar sağlam bir ekip işi var. Bedük’ü sahnede izlememek büyük eksiklik!

Son söz, bu ülkede bir dans müziği kitlesi şekilleniyor yeniden ve bu insanlar Bedük’ün çevresinde an be an kalabalıklaşıyor... Kayıtsız kalmayın.

(Tayfun Ergin imzalı fotoğraf İstanbul Refresh, Bedük Go albüm tanıtım konserinden.)

0 comments:

Yorum Gönder