8 Nisan 2005 Cuma

Geceyarısı Öyküleri


Her küçük iz, büyük bir öyküdür aslında...


Selim Karakaya Bir zamanlar, mizah dergisi Hıbır’da Atilla Atalay’ın yazdığı, Ergün Gündüz’ün çizdiği ayrılık öyküleri yayınlanırdı her hafta.
Onların birinde, bir ayrılık sonrası delikanlının yaşadıkları çarpıcı bir gerçeklikle anlatılmıştı. Delikanlı, ayrılığın ardından bambaşka birisi oluyor, birden daha önce hiç zaman ayıramadığı şeylerle ilgilenmeye başlıyordu. Yeni hobiler ediniyor, spor yapmaya başlıyor, okulda kimsenin veremediği dersi ilk alışında geçiyor, ağır kitapları bir çırpıda bitiriyor ve insanların zorlandığı her şeyi kısacık süreler içinde çözümleyiveriyordu.
Oysa, ayrılık sonrası ilk geliş hiç de öyle olmuyordu…
Delikanlı, evini en ince ayrıntısına kadar “terkeden”i etkileyeceğini umduğu şekilde düzenlemiş, kendisini onun karşısında “yıkılmamış, güçlü ve zevkli” göstermek için ne gerekiyorsa yapmıştı. Fakat, son bir görüşme ve son gidişin ardından, o ana kadar görmezden geldiği gerçekle yüzleşiyor, ve asıl çöküşü o an yaşıyordu genç adam…
Yazdığı öyküler kadar, öykülerden sonra okuyucuların aklına gelebilecek sorulara da hakim olan Atilla Atalay, şu cümleyle yapmıştı kapanışı:
“Gerçekten başından geçti mi diye sorarsınız öykücüye,
Oysa anlatılanlar sizin hikayelerinizdir hep…”

* * *
Hiç kimse yalnız değil dünyada, ve sadece bize olduğunu zannettiğimiz her şey, bir başkasının yaşamında da yer buluyor aslında… ve, “anlatmazsam, üstesinden gelemem” diye başlananlar, başkalarının öykülerine dönüyor bir süre sonra.
Kelimenin tam anlamıyla “öykü” olmasa da, bir kenarından dokunulmuş yaşam gerçekleriyle karşılaşacaksınız “Geceyarısı Öyküleri”nde. Belki bir hayalden ibaret, belki yazan yaşadı, belki siz, farkına bile varmadan… Belki de bu yüzden hüzün tadı var birçoğunda.

* * *
Okuyacağınız öykülerin bir kısmı Radyo Mydonose’da “Geceyarısı Öyküleri” programında ve ekşisözlük’te yayınlandı. Bu kitabın ortaya çıkmasının en büyük sebebi de, dinleyicilerin ve okurların onlarda yakaladıkları kendi öykülerini paylaşma isteğidir;
ne de olsa her küçük iz, büyük bir öyküdür aslında…


15 yıllık radyo yayıncısı Selim Karakaya önceleri radyoda anlattığı kısa öykülerle dikkat çekti. Ardından başta Ekşi Sözlük olmak üzere popüler internet sitelerinde ilişkiler üzerine yaptığı gözlemlerle sıkı bir takipçi kitlesi oluşturdu. Yazıları çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlarına da konu olmaya başlayınca haftalık Geceyarısı Öyküleri programı hayata geçti. Şimdi bu süreçin devamı niteliğindeki ilk kitabı okuyucuyla buluşuyor.
Yazılarında kullandığı dilin yalınlığını ve sıcaklığını, yaşamın her köşesinden özenle seçilmiş ayrıntılarla birleştiren Selim Karakaya, üstünü örtmeye çalıştığımız ya da koştururken kaçırdığımız basit gerçeklerle yüzleştiriyor bizleri.
Radyo programlarında ve internet sitelerinde dikkat çeken bu öyküler, "Geceyarısı Öyküleri"nde "Aşkın Peşinde", "Hayatın Peşinde" ve şarkılara adanan yazıların bir araya geldiği "Müziğin Peşinde" başlıkları altında 3 bölümde toplanıyor.
İçinde samimiyet kadar çarpıcılık da barındıran Geceyarısı Öyküleri, mutlaka size de hayatınızın bir köşesinden dokunacak…