
Ağustos sonunda tatil sırasında aldım elime "Hayatın Kaynağı"nı... Film, müzik, kitap gibi konularda kendim görmeden eleştirilere bakmamaya gayret ederim. Closer beni en çok etkileyen filmlerden biridir sözgelimi, ama sokakta çevireceğiniz filmi izlemiş 10 kişiden 8'i hayatının en sıkıcı filmlerinden biri olacağını söyleyecektir.

Aslında Ayn Rand'ın 1940-50'li yıllarda yazdığı kitaplarla objektivizmin öncüsü olduğu düşünülünce, yani kapitalizmin en büyük savunucularından biri olduğu gözönüne alındığında garipsenecek bir tutum değil Sinan Çetin'inki... (bunu eleştirmek ya da iğnelemek için söylemiyorum!) Muhtemelen bu yüzden beklediğim kadar vurucu bir kitap olmadı. Ama hakkını yememem de gerekiyor; neredeyse 900 sayfalık kitap sıkılmadan okunuyor. Aralardaki felsefik yaklaşımlar insanın kendisine de üç beş soru sormasını sağlıyor. "Ben" kimliğinin asla ihmal edilmemesi gerekliliğini hatırlatıyor... Ama bence bunların ötesinde kitabın anlattığı en önemli şey, iş dünyasında 1930'lı yıllarda yaşanan kumpanyaların günümüzden hiç farklı olmadığı gerçeğiyle yüzleştiriyor insanı... Yani bazı şeylerin değişmesini beklemektense, onlarla mücadele etmeyi öğretmeli insan kendine, bunun başka yolu yok...
Vaktiniz ve sabrınız 900 sayfaya hazırsa, okuyun...
0 comments:
Yorum Gönder