Hatırlarsınız, bir dönem “Call Center Diyalogları” başlığıyla internette dolaşan ve konuyla ilgili ilgisiz herkesi yerlere yatıran eğlenceli diyaloglar vardı. Çoğunuz o diyalogların bir kısmını “Len atıyonuz, yemedik hadi ama komik neyse ki!” diyerek okudunuz ama aktif olarak o sektörün içinde olan bizler okurken biraz içimiz acıyordu. İnanmakta zorlansanız da “Şimdi o pencereyi çift tıklatın ve açın” denildiğinde gerçekten bilgisayar masasının yanındaki oda penceresine çift tıklayarak ardından açan insanlar vardı. Size bunu söylemek istemezdim ama hala da varlar!
Çalışma hayatım boyunca çeşitli kurumlarda FAQ-SSS metinlerini bizzat
hazırladığım ve Destek Hattı operasyonlarının yönetiminde aktif olarak görev
aldığım zamanlar oldu. Keza çeşitli dönemlerde konser, tiyatro, sinema ve diğer
etkinliklerden, otobüs-uçak bileti satışı yapan e-ticaret sitelerine kadar benzer kurumların aynı departmanlarını yöneten arkadaşlarımla paylaştığımız anlardan da bol malzemelerimiz var.
Özellikle e-bilet sektörü ağırlıklı aşağıdaki 33 sıradışı talepten oluşan listeyi Bilkent
Üniversitesi’nde bir söyleşide kısmen kullanmıştım, burada da eklemelerle üzerinden
geçmiş olalım.
(Aslında ilk soruda olduğu gibi bazıları gerçekten çok merak edilen ayrıntılar.
Türkiye’de e-bilet sektörü ile ilgili bir yazıyı daha sonra eklemeyi
planlıyorum.)
1. Her işlemi kendim yaptım, siz ne hizmeti
verdiniz ki benden para istiyorsunuz!
Bu,
internetten bilet satışı yapan her kuruma öfkeyle yöneltilen standart sorudur. Kullanıcı
tarafından bakıldığında mantıklı görünebilir ama en basitinden bu işlerin
yapıldığı yerde de çalışanlar, kira, SGK, vergi, elektrik, su, internet diye
başlayıp devam eden klasik masraflar var. Sonuçta “dükkan”ın da kendini
çevirmesi gerek.
2. Yazıcıma bilet geldi, nereden geldi, siz mi
gönderdiniz?
“Biletimi
Bastır”a tıkladı aslında ama teknoloji onu hala şaşırtıyor.
3. Hala neden bu film gösterime girmedi! Bu sizin
sorumluluğunuz, o zaman bana CD’sini bulun, ya da adres verin!
Esasında o dağıtımcının sorumluluğu ama öyle
olmasa bile taleplerde sınır yok!
4. Kapınıza kadar geldim ama güvenlik izin
vermedi, bilet alamadım, rezalet!
E-bilet mantığını anlamak gerek tabi. Zamana
ihtiyaç var.
5. Ben şimdi bileti alacağım, buraya mı
basıyorum?
Telefonda his transferi. Nereye basacağını bir
anlayabilsem...
6. Alo, gardaş şimdi napıcaz?
Samimiyet bir markanın can damarıdır!
7. Eee, burada yaş sınırı 13 yazıyor, ben giremeyecek miyim?
Ülkecek matematiğimizde sıkıntı var. 13’ten küçük
ve büyük olan sayıları çalışmalıyız.
8. 72 yaşındayım, beyin ameliyatı oldum, şifre
alabilir miyim?
Beyinlerin topluca durduğu an.
9. Ekranda sürekli nidalar görüyorum, ne demek bu?
(Artı, eksi, onay, çarpı gibi ikaz edici
işaretleri kastettiği sonradan anlaşıldı.) Diyalog peşindeyiz, tanışmak
istiyoruz, o yüzden nidalıyız.
10. Niye bu film bizim mahallede yok?
Hep söylüyorum, mahallelerdeki açık hava sinemaları
kapanmamalıydı! (Mesaj kaygılıyım.)
11. Bana bilet göndermişsiniz, teşekkür ederim.
İşaretlediğimiz açıklamaları hiç okumayız ya
hani, baştan sona hiçbir işlemi hatırlamamak bu alanda zirvedir. E sen aldın o
bileti, sonra da etkinlik günü hatırlatmamızı istedin?
12. İletişim bilgilerinizi koymaktan acizsiniz siz, korkaklar!
Bir kullanıcı tavır yapmayı kafaya koyduysa yapar. Her
sayfanın altında yaldızlı yanar döner pırıltılarla dolu “İletişim” yazsan bile, görmeyecekse görmez, kızacaksa kızar. (Öte yandan,
iletişim bilgilerini açıkça ve görünür bir şekilde yazmak yasal bir
zorunluluktur. Sitede bu bilgiler yoksa, en sevdiğim tepki şekli budur!)
13. Sepet ne?
Bilmediği için suçlayamazsın ama bilmeyene anlatmak gerçekten zor, en baştan başlamak gerek. İnternet 101.
14. Beraber sinemaya gideceğimiz arkadaşımızı kazada kaybettik, bileti bir
sonraki seansa aktarabilir miyiz?
Daha geçerli ve masum mazeretler bulalım lütfen,
ayıp! (Arkadaşı kazada kaybedip, yine de sinemaya giden insan modeli.)
15. Aaa, siz bayramda da çalışıyor musunuz?
Online dünyanın bahtsız çalışanının yurdumun memuriyet
zihniyetiyle buluştuğu an.
16. Aaa, hemen çıktınız? (Ardından derin bir
sesle) Hemen cevap verdiler ya la!
Bu tepki için kimseyi suçlayamayız. Birçok yerde o
kadar uzun bekliyor ve o kadar saçma departmanlara yönlendiriliyoruz ki...
17. Yılbaşında bir programınız var mı?
Şimdi anlat anlatabilirsen “Biz etkinlik yapmıyoruz, sadece biletini satıyoruz” diye. Zor, çok zor.
18. (Şuh bir sesle) Ben uzun zamandır Amerika’dayım, bana yardımcı olur
musunuz?
Amerika’yı da araya sıkıştırdı, görmüş geçirmiş
bir insan. Çok havalı, oh yeah!
19. Şu yeni başlayan film nasıl, siz beğendiniz mi?
Bunun 112’yi arayıp da muhabbet etmeye çalışan yurdum
insanı mantığından inan ki hiçbir farkı yok. Gerçekten öyle, düşün bak.
20. Gözlüğü geri aldılar, paramı iade edin!
Senin oraya “Gözlük Kiralama Bedeli” demen
kimseyi ilgilendirmez, çöz bakalım durumu.
(Açıkçası benim de saçma bulduğum uygulamalardan
biriydi bu, şimdi o fiyata satın alınıyor gözlükler. Satın aldığınız ve
poşetten yeni çıkardığınız gözlükte çizikler ve parmak izleri mi görüyorsunuz? Kullanılmış gözlük mü? Yok
canım, koskoca sinema grupları neden tenezzül etsinler öyle şeylere, di mi
ama?!)
21. Mekanınızı hiç beğenmedim, paramı iade edin!
Konseri, oyunu, filmi desen yine bir dayanağın
olur ama mekan??
22. Mısır makineniz bozuk, mısır almadan film
izlemek zorunda kaldım, hiç sevmedim, paramı iade edin!
Mısır olmadan film izlenemeyebilir, saygı duyun
lütfen!
23. Oyunun kurgusu çok kötüydü, paramı iade edin!
Entellektüel birikime saygı duy!
24. İade istiyorum, iade yapmazsanız mahkemeye
veririm, internette her yere yazarım, önemli firmada çalışıyorum herkese
söylerim!
En şahane itiraz yöntemi! Belki haklısın ve zaten
sadece istemen yeterli ama sen böyle bodoslama dalınca insanın da kastıkça
kasası geliyor! :)
25. Alooo, AŞTİ mi? Beni Dikmen’den alır mısınız?
Otobüs bileti satıyorsan, hayatında ilk defa
internetten bilet alan çok sayıda kullanıcın olacak. Her türlü soruyu sükunetle
karşılamayı öğrenmelisin.
26. Alooo, 623455!
Konuya hakim kullanıcı. Kimse boşuna zaman
kaybetmesin, doğrudan rezervasyon, pnr kodumla konuya gireyim ben.
27. Oturduğum yerden Fazıl Say’ın parmaklarını görebilecek miyim?
Başta saçma görünen ama esasında çok da haksız
olmayan bir talep. Vefakat, parmaklar? Nasıl bilinebilecek ki?
28. Otomatik misin sen?
(Otomatik cevaplama sistemi olup olmadığını anlamaya çalışıyor!) Bu hissi verebildiysek ve tüm o özel sorularına verdiğimiz sana özel sabırlı cevaplara rağmen bu ihtimal aklından geçiyorsa, teknolojimize olan inancınla gurur duyabiliriz!
29. Bana ayrıcalıklı davranmalısınız!
“Sonradan çok param oldu ve bunun bana nerede,
nasıl statü kazandıracağını bir türlü keşfedemedim” insanı. Bunun paradan
bağımsız ve görece anlaşılabilir "çok etkinliğe katılan insan" modeli var ki, o ayrı. Onun hakkıdır.
30. Kredi kartımla bilet almıştım, hatırlamıyorum. Kontrol eder misiniz
bugüne mi almışım, kaç kişilikti, bir de hangi etkinlik?
Tecrübeyle öğrenilir ki meali: Eşimin beni
aldattığından deli gibi şüpheleniyorum, iz peşindeyim. Bir ipucu yakaladım,
basıcam onları orada. Çok uyanığım ama hiç de çaktırmıyorum değil mi?
31. (Ses birden erotikleşiyor) Beraber yapalım
mı?
Telefonda kullanıcıya işlemlerin aşamaları
anlatılırken bir noktada duyulur bazen bu. Kelime oyunlarından kopamamış ergen
tepkisi. Muhtemelen telefonu kapatınca kahkahalarla gülünüp, panpalarla Justin
Bieber dinlenecek.
32. Şimdi bu Love Seat var ya, biz 2 erkek oturabilir miyiz?
Saygımız sonsuz! :)
33. Çok basit yapmışsınız, ne bu böyle!…
Dünya web sayfalarını basitleştiredursun, bizde
makbul olan her yere bir şeyler koymak malum. Her yer dolu dolu, her tarafta
bir şeyler olmalı, yoksa yaptığınız işe saygı göremezsiniz. Bir de o logoyu bir tık büyütelim lütfen. Ben
ölçü vermeyeyim şimdi, ne yaptıysanız, bir tık büyük olsun.
Dünyaya
arada bir ters taraftan bakmayı deneyin. Çok acayip şeyler oluyor gerçekten!
İşleminiz
tamamlandı. Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mıydı?
Görsel Phillip Koops imzalı.